Coğrafyamızda sınırları yüz sene önce İngilizler çizdi. Cetvelle çizilen sınırlarda kâğıttan devletler kuruldu. Batı bu zaman zarfında bölgemize bütünüyle hâkimdi. Bırakın devlet başkanlarını, bir büyükelçileri dahi koca koca ülkeleri silkelemek için kâfi geliyordu. Onlardan aferin alabilmek büyük saadetti! İki imalı cümlesi memleketleri büyük endişeye sevk ederdi. Gerçi yine birçokları için durum değişmiş değil. İmanlarıyla birlikte itibarlarını da…

İngilizlerin yüz yıllık projeleri!
İngiliz tarihçi ve istihbaratçı Arnold Toynbee, “İngilizler Musul’u işgal ettikleri andan itibaren Kürt milliyetçiliğini (ırkçılığını) teşvik etmişlerdir” diye belirtir. Gerçekten de Birinci Cihan Savaşı’nda İngilizlerin en büyük başarısı dört yüz yıldır bir arada yaşayan Türk Arap birlikteliğini bitirmek ve aralarına büyük nifak tohumları ekmiş olmasıdır. İngilizler bunun için 1800’den itibaren tam yüz yıl çalıştı. Bölgede Ehl-i sünnet…

Tarihî tecrübeden istifade!
Devletlerin gidişatı rastgele şekillenmiyor. Tarihî hadiseler bir öncekinden bağımsız yürümüyor! Bu itibarla tarihî tecrübenin çok büyük önemi var. Tarihî tecrübeden istifade etmeyenler gerek ülkeler arası ilişkilerde gerek siyasi hayatlarında hep çuvallamak zorunda kalırlar… Türkiye maalesef uzun bir dönem bu siyasi tecrübeyi kullanmaktan uzak kaldı. Hatta o tecrübeye sırtını döndü. Bunun sebebi Osmanlı gibi 622 yıllık şanlı bir geçmişi…

Gençliğe en büyük örnek: Fatih Sultan Mehmed
Ne sal iledir ne mal iledir, Beyim ululuk kemâl iledir… Nice insanlar vardır, yolun sonuna gelmişlerdir. Hâlâ çocuktur… Nice gençler de vardır, 12 yaşına vardıklarında elli yılın birikimine tecrübesine sahip olmuşlardır… Osmanlılar dünya hayatının fâniliğinin ve kısalığının idraki içerisindeydiler. Erken büyümek, erken yetişmek, olgunlaşmak ve bu cihan tarlasını alabildiğince hayırlı eserlerle doldurmak gayesinde…

Ahlaksızı ahlaksızlığına örnek göstermek!
Şanlı Peygamber Efendimiz “Ben güzel ahlakı tamamlamak için geldim” buyurdu. Ahlak çöktü mü devlet çöker, millet çöker. Biz güzel, faziletli ve beğenilen ahlakımızla milletlere örnek oluyorduk. Temizlik, cömertlik, iffet, namus, yiğitlik, mertlik, şefkat, merhamet, yetimi ve öksüzü gözetmek vb. nice beğenilen huylarımızla tanınıyorduk. Batılı seyyahlar Osmanlı şehirlerini gezdiklerinde Türklerin en fazla ahlakına hayran kalırlardı. Öve öve bitiremezlerdi….

“Biz Meşrutiyetçiyiz” demek!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Biz Sened-i ittifak taraftarıyız. Biz Meşrutiyetçiyiz, biz İttihatçıyız…” gibi ifadeleri toplum zihninde nasıl bir algıya sebep oluyor bilemiyorum. Fakat şurası muhakkak ki sened-i ittifakçı nedir, meşrutiyetçiler kimdir ve ittihatçılar nasıl insanlardı desek bilenler için yeknesak bir ifade çıkmaz. Birleştikleri buluştukları noktalar elbette vardı. Fakat aynı zamanda çok farklı fikirlere ve hedeflere de mensuptular. …

Bunlara tarih özürlü diyemeyiz!
CHP’li siyasetçiler tarih konusunda ilkokul hocalarından dinledikleri mavalların ötesine geçemiyorlar. Bir dönem onlardan dinleyip inandıkları bilgileri ölünceye kadar kullanıyorlar. Zannedersem farklı tek kitap okumuyorlar. Kılıçdaroğlu’nun tarihî gafları üzerine çok yazılar yazmıştım. Geçenlerde Bozüyük Belediye Başkanı M. Talat Bakkalcıoğlu 23 Nisan müsameresinde eline kâğıt tutuşturulan çocuk gibi sultanların hainliklerinden bahsedip duruyordu. Yeni CHP Genel Başkanı Özgür Özel…

Gençliğim eyvah!
Geçen haftaki yazımda tehlikeli bir gelişmeye parmak basmıştım. İBB Başkanı yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet ve terörle iltisaklı olma gibi hususlarla gözaltına alınmıştı. Konu yargıda intikal etmişti. Neticede yargı, şahitleri, bilirkişileri dinleyecek, belgeleri değerlendirecek, araştıracak ve nihayetinde hükmünü verecekti. Elbette devlet ve milletin malını çarçur etmenin, hesabına geçirmenin, yolsuzluğun ve rüşvetin bir bedeli olacaktı. Terör mensuplarını desteklemek…

Belediyecilikte sistemin çöküşü!
Osmanlı Devleti’nde bugünkü belediye başkanının görevleri de kadıya aitti. Kadı ise devletin en önemli görevlisi idi. Adaleti sağlayan kadılardı. Osmanlıya adil devlet vasfını kazandıranların başında onlar gelirdi. Onlar yanlış yaparlarsa, “adalet kalmadı” diye insanlar şikâyete başlarlardı. Kadı bulunduğu yerde en fazla iki yıl görev yapardı. Bu durum da yolsuzluk ve usulsüzlüklerin önünü kesmekte önemli bir engeldi. Hata…

Ah etme zamanı geçmeden!
Ramazan-ı şerif ayı evliya ve ebrar için keramettir. Bazılarına göre Şehr-i Ramazan sadırdaki kalp, insanlar arasında peygamber, şehirler içinde Harem-i Şerif gibidir. Deccal’in Harem-i Şerife girmesi yasaktır. Ramazan-ı şerifte şeytanlar tutukludur! Peygamberler günahkârlara şefaatçi olduğu gibi, Şehr-i Ramazan da oruçlulara şefaatçidir. Kalp marifet nuru ve imanla süslü olduğu gibi, Şehr-i Ramazan da Kur’ân-ı Kerim okumanın nuru ile süslenmiştir….

Büyük Tehlike!
Bir kısım ilahiyat hocalarının “bana Kur’ân yeter” mantığı, sonunda gençliği deizmin pençesine düşürdü!.. Bunu ifade edenler bırakın gençlere İslam’ı sevdirmeyi başarmayı, kendileri İslam’dan kopup gittiler. Bunların yıllardır TV’lerde yaptıkları programlar sonucunda bilhassa dinî mevzularda herkes allame kesilmiştir. Bir âyet-i kerimeyi konuşurken sanki tefsir âlimi gibi bir havayla sunmaktadır. İnternette rastgele bir mealden aldığı âyet tercümelerini hemen paylaşmakta veya heva…

Mehmed: Fetihler Sultanı dizisinde akılalmaz bir komplo!
21 Şubat tarihli Cuma Divanı köşemde, “Fatih Sultan Mehmed Han’a Darbe” başlıklı bir yazı kaleme almış ve “Mehmed: Fetihler Sultanı” dizisi hakkında bazı yorumlarda bulunmuştum. Dizinin uzun bir süredir üç konu üzerinde yürüdüğünü ve maalesef üçünün de gerçeklerle hiçbir alakasının olmadığını an itibarıyla dizinin maalesef çöp olduğunu belirtmiştim. Dizi yapımcıları muhtemelen benim bu eleştirilerimden fena rahatsız olmuşlar. Akla gelmeyecek…