Ramazan-ı şerif ayı evliya ve ebrar için keramettir. Bazılarına göre Şehr-i Ramazan sadırdaki kalp, insanlar arasında peygamber, şehirler içinde Harem-i Şerif gibidir. Deccal’in Harem-i Şerife girmesi yasaktır. Ramazan-ı şerifte şeytanlar tutukludur! Peygamberler günahkârlara şefaatçi olduğu gibi, Şehr-i Ramazan da oruçlulara şefaatçidir. Kalp marifet nuru ve imanla süslü olduğu gibi, Şehr-i Ramazan da Kur’ân-ı Kerim okumanın nuru ile süslenmiştir….
Yazar: admin

Büyük Tehlike!
Bir kısım ilahiyat hocalarının “bana Kur’ân yeter” mantığı, sonunda gençliği deizmin pençesine düşürdü!.. Bunu ifade edenler bırakın gençlere İslam’ı sevdirmeyi başarmayı, kendileri İslam’dan kopup gittiler. Bunların yıllardır TV’lerde yaptıkları programlar sonucunda bilhassa dinî mevzularda herkes allame kesilmiştir. Bir âyet-i kerimeyi konuşurken sanki tefsir âlimi gibi bir havayla sunmaktadır. İnternette rastgele bir mealden aldığı âyet tercümelerini hemen paylaşmakta veya heva…

Mehmed: Fetihler Sultanı dizisinde akılalmaz bir komplo!
21 Şubat tarihli Cuma Divanı köşemde, “Fatih Sultan Mehmed Han’a Darbe” başlıklı bir yazı kaleme almış ve “Mehmed: Fetihler Sultanı” dizisi hakkında bazı yorumlarda bulunmuştum. Dizinin uzun bir süredir üç konu üzerinde yürüdüğünü ve maalesef üçünün de gerçeklerle hiçbir alakasının olmadığını an itibarıyla dizinin maalesef çöp olduğunu belirtmiştim. Dizi yapımcıları muhtemelen benim bu eleştirilerimden fena rahatsız olmuşlar. Akla gelmeyecek…

İmsak vakti tartışmaları: Milletin orucu ile oynamayın!
13 Mayıs 2018 tarihli Cuma Divanı köşemde, “İslam Âlimlerinin Hassasiyeti” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Burdur M. A. Ersoy Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde görevli bir öğretim üyesi ile doktora talebesi (Tunahan Erdoğan-İsmail Karagözoğlu) ortak çalışmayla, “Bir eleştirinin eleştirisi: İmsak vakti tartışmaları”, (Dini Araştırmalar 25/63 (Aralık 2022), 477-500) adıyla bir makale kaleme alarak güya bana cevap vermişler. 15 Aralık 2022’de yayımlanan makaleden…

Fatih Sultan Mehmed Han’a darbe!
Maalesef diziler eliyle tarihimizi ve tarihî şahsiyetlerimizi yalan yanlış kurgularla gözden düşürme ve itibarsızlaştırma furyası hız kesmeden devam ediyor. Bu girişim, “Muhteşem Yüzyıl” dizisiyle başladı. Tarihimizin altın çağı olarak bilinen Kanuni Sultan Süleyman dönemi dört sezon boyunca ekranda kaldı. Avrupalıların dahi “Muhteşem Türk”, “Büyük Türk” dedikleri bu yüce sultan devri, harem entrikaları arasında kaynadı gitti. Açıkçası bu duruma pek şaşırmadık…

ABD’nin gücü nereden geliyor?
Tarihte devletlerin ve imparatorlukların hemen hepsi, uzun süreli olmak isterler ve bunun için büyük gayret sarf ederler. İdarecileri iyi yetiştirmeye önem verirler. Devlet sistemini mükemmel kurmaya çalışırlar. Düşmanlarını zayıflatmaya ve mümkünse birkaç parçaya bölmeye gayret ederler. Onlar üzerinde büyük oyunlar kurarlar. Düşmanlarının içlerine koydukları ajanlarla, gelişmelerden zamanında haberdar olur ve ona göre politikalar belirlerler. Nitekim…

Cülus ve cenaze!
Dünya hâli başka başkadır, kiminin yıldızı parlamaya başlar kiminin söner, kimi ağlar kimi güler, aynı gün kimi kabre girer kimi tahta çıkar… 330 sene önce de Osmanlı tahtında böyle bir değişim yaşanıyordu. Bir taraftan Sultan II. Ahmed Han için defin hazırlıkları sürerken bir taraftan da II. Mustafa Han’ın cülus merasimi (tahta çıkış) için hazırlıklar yapılıyordu……

Ekranda Bakan Bey’i dinlerken!..
İnanılır gibi değil. 21 Ocak günü vuku bulan Grand Hotel yangın faciasında yetmiş sekiz can gitti. Yetkili yetkisiz neredeyse konuşmayan kalmadı. Fakat turizm işletmesinden asıl sorumlu kim ortaya konulamadı! Kanun nizam bu kadar mı esnek anlamadım. Düşünün defalarca tadilatlar yapılmış defalarca izinler alınmış bir otelden bahsediyoruz. Yanlış anlaşılmasın burada yangında hatalı olanı veya işini eksik yapanı…

Zaferi doğru okuma zamanı!
Gazze’de hiç bitmeyecek gibi duran savaş durdu. Bombalar ve silahlar susarak ateşkes sağlandı. Ateşkesin sağlanması ile birlikte Filistinlilerin kamplarında çok büyük bir sevinç olmuştu. Bu sevinç bilhassa ülkemizde ezici bir zaferin neticesi gibi servis edildi… Hâlbuki bu sevinç, kâbus gibi geçen neredeyse 1,5 yılın sonunda bir nefes alma sevinciydi. Bombalardan sonra soğuktan ve açlıktan evlatlarını kaybedenlerin,…

Sinsi fikirler ve yıkıcılık!
Üç haftadır Emeviler ile alakalı yazılar kaleme almaktayım. Birçok okuyucum teşekkürlerini iletirken farklı sualler de gelmiyor değil. Bir okuyucum Hazreti Muaviye ile ilgili olarak Hasen-i Basri hazretlerinin naklini Muhammed Emin Yıldırım’ın videosunu göndererek peki bunu nasıl değerlendireceksiniz diye sormuş… Bu sual üzerine M. Emin Yıldırım’ın bir buçuk saatlik videosunu dinledim. Sonra ilk olarak bu videoyu dinleyen…

Hazreti Muaviye…
Ehl-i beyti sevmemiz bize Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) emridir. Ehl-i beyti sevmek ile ilgili yüzlerce hadis-i şerif vardır. Müslümanlar Ehl-i beyti hep severler ve tam severler. Bazıları güya Ehl-i beyte aşırı bir sevgi içerisinde olduğunu göstermek ister. Hâlbuki sözleri ve işleri onun tam tersinedir. Bunlar Ehl-i beyte sevgilerini sadece Eshab-ı kiramın bir kısmına düşmanlık…

Sahabeye düşmanlık!
Geçen hafta Emevi Camii’ni bahane ederek Emevilere yapılan saldırılara değinmiştim. Bilhassa Hazreti Ebu Süfyan’ın oğlu Yezid bin Ebu Süfyan hakkında verdiğim bilgiler sebebiyle pek çok geri dönüşler aldım. Okuyucularım bu dönemleri hiç bilmediklerini ifade ederek konu hakkında yazılarıma devam etmemin çok faydalı olacağını belirttiler… Bu arada çeşitli basın organlarında Emevilere yapılan saldırılar da bitmek bilmiyordu. Bir…