Refikimiz Rahim Er Bey hukukçu kimliği ile gazetemizde iki gün önce “Canavar üreten şartlar” başlıklı mükemmel bir yazı kaleme aldı. Sadece yıllar önce yaşanmış bir cinayetin safahatı üzerinden ceza kanununun nasıl vicdanları sızlattığını ifade etti. Rahim Bey’in yazısından bir gün sonra (29 Eylül) yani dünkü Türkiye gazetesinde ise şu haberler bulunuyordu: Bursa’da yakılarak katledilen bir kadının cenazesinden fotoğraflar…
Kategori: Pazar Divanı
Bu muhanneslik neden?
IV. Murad Han 11 yaşında saltanata geçmişti. İlk yıllarında Bekir Subaşı’nın sebep olduğu karışıklıklar sırasında Bağdat elimizden çıkmıştı (1623). Padişah bu duruma son derece üzülmüştü. Bağdat’ın geri alınabilmesi için derhâl ordular göndermeye başladı. Nitekim Şubat 1625’te sadarete getirilen Diyarbakır Beylerbeyi Vezir Hafız Ahmed Paşa’nın ilk görevi de Bağdat olmuştu. Hafız Ahmed Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu…
NATO’dan önemli bir müessese!
1983 yılında Atatürk Üniversitesi’ne asistan olarak girmiştim. Aynı yıl, “Amasya Sancağı” üzerinde Yüksek Lisans tezimi hazırlarken arşivle tanıştım. Dünyanın bu bir numaralı arşivinin çalışma mekânı tam bir hayal kırıklığı idi. Derya gibi Osmanlı Arşivi’nin ancak yüzde beşinin tasnif edildiği anlatılıyor, herkes belgelerin perişan hâlinden dem vuruyordu. O güne kadar arşiv belgelerinin hurda kâğıt fiyatına Bulgaristan’a satıldığı gibi…
ABD savaşı ve tarih fukaraları
Tarihimizin en zorlu sınavlarından biri yaşanıyor. Yıllardır stratejik müttefik dediğimiz ABD’ye karşı neredeyse iki yıldır adı konulmamış bir savaş veriyoruz. Eskiden savaşlar meydanlarda ordularla yapılırdı. Bugün ise savaşı; hücumun ne zaman ve nereden geleceğini bilmeden veriyorsunuz. Bir uyanıyorsunuz, içinizdeki evlatlarınız üzerinize tanklarla yürüyor, bir bakıyorsunuz komşunuzda düşman ordular beliriyor ve bir bakıyorsunuz ekonominiz krize giriyor, piyasalar…
Kılavuzsuz bu yola varamazsın!
Âlimler, korkulu, geçit vermez sarp yollarda rehber, bunalımlı zamanlarda ferahlık ve rahatlık veren liman gibidir. Bu korkulu geçitleri, bunalımları ve dehşetli karanlığı sadece maddi olarak görmemek gerekmektedir. Manevi cihetten de düşünmelidir. Dünyada maddi bakımdan, dağları iyi tanıyan sakat bir rehber, karanlık yollarda cansız bir el feneri ve paralı, fakat cahil bir zengin bile zor durumdaki…
Hangi Diyanet, söyler misiniz sayın müftüm!
İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz Bey’in geçtiğimiz hafta cemaatlerin Diyanet’e bağlanması hususundaki açıklamaları oldukça yoğun bir gündem oluşturdu. Bu hususta belki bizim bilmediğimiz çalışmalar da yürütülmektedir. Ancak sayın müftümüzün açıklamaları bendenizi altı sene öncesine götürdü… Evet, zannedersem altı sene kadar önceydi. Din adamları ağırlıklı bir grupla muhabbet hâlindeydik. İlçemizin müftüsü de oradaydı. Müftü…
Akademi Rumeli 4
22 Temmuz günü, Edirne Valiliği’nin “Akademi Rumeli 4” programının davetlisi olarak Edirne’de idim. Ülkemizde fevkalade faydalı ve güzel faaliyetlerin olduğunu da görüp mesrur oldum. Valilik, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Rumeli Akademisi Eğitim ve Kültür Derneği iş birliğiyle yürütülen “Akademi Rumeli 4” etkinliğine Balkan ülkelerinde yaşayan Türk öğrenciler katılmaktadır. Ülkemizden de katılımların olduğu programın açılışına dokuz Balkan ülkesinden lise…
Başını kuma gömmek!
Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle eski Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez ile uzun soluklu ve sert geçen bir mücadele yapmıştık. Bu mücadele önce Başkan Yardımcısı M. Emin Özafşar Bey’in azli ve ardından da Mehmet Görmez’in görevinden ayrılması ile noktalandı… Geçen gün Mehmet Görmez Bey’i Habertürk’te dinledim. Burada beni de hayrete düşüren ve maalesef çok sormalarını beklediğim hâlde can alıcı noktalara hiç…
Durun kalabalıklar!
Hiçbir sistem geleceği kurtarmıyor. Geleceğin teminatı olmuyor. Geleceğimizin teminatı gençlerimizdir. Gençliği yetiştiren, şekillendiren ve hayata hazırlayan da eğitimdir. O eğitimin müfredatıdır. Maalesef millet olarak şunu görüyoruz ki eğitim sistemimiz alarm veriyor. Belki iki asırdır çektiğimiz sıkıntıların altında hep eğitim sistemimizdeki çarpıklıklar yatıyor. Gençlerimize ne tarih şuuru, ne ahlak, ne millî birlik ve beraberlik veriyor ne de dinimizi…
Bir bilim adamının ardından…
Anlayana her hadisede çok ibretler gizlidir. Onun için dinimizin insana verdiği en önemli görevlerden biri tefekkürdür. İnsan tefekkür ile dersler çıkartır, olgunlaşır, mukayeseler yapar. Bu haslet, kişiler kadar o kişilerin çalışmaları ile milletlerin ve ülkelerin geleceğini belirlemede de etkili olur. Geçen hafta bugün toprağa verdiğimiz rahmetli Fuat Sezgin Bey’in ibretli hayat hikâyesinden çıkarılacak o kadar çok dersler var…
Tarihin yeni dönemeci!
Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en mühim seçimlerinden birini geride bıraktı. Zira bu seçimle birlikte yeni bir döneme girildi. İnşallah hayırlara vesile olur. Artık bu yeni dönem biraz da evveliyle değerlendirilecektir. Dolayısıyla bir iki hafta Pazar Divanı köşemde tarihî perspektif içerisinde seçimi siz kıymetli okurlarım için değerlendirmeye çalışacağım. Öncelikle bu devrin açılmasında iki siyasi dehanın müthiş birlikteliği…
Avrupa’da ırkçı saldırılar!
Türkiye bugün “Parlamenter Sistem”den, “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi”ne geçişini tamamlayacak olan seçimini gerçekleştiriyor. Başbakanlık bu seçim ile birlikte tarihe karışıyor. Bakalım bu yeni dönem ülkemize neler getirecek. Öncelikle seçimin milletimiz, ülkemiz, geleceğimiz, gençlerimiz ve İslam ümmeti için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Öte yandan ülkemiz artık sadece seçimler ile değil duruş, düşünüş, siyasi ve idari uygulamalar açısından…