“Her Türk’ün mutlaka bilmesi ve okuması gerekir. Onu bilmek bin yıllık kültürünü, medeniyetini, sanatını, ilmini, tarihini, ahlâkını bilmektir.” Sual: Önce, son günlerin tartışma konusu olan Osmanlıca ile söze başlamak istiyorum. Osmanlıca dil tartışmaları hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Osmanlıca Türkçedir. Bugünkü Türkçemiz Latin harfleri ile yazıldığı gibi Osmanlılar döneminde ise Türkçe, zenginleştirilmiş Arap alfabesi ile yazılıyordu….
Kategori: Aktüel Makaleler
Fetih 1453 ve Düşündürdükleri
On yedi milyon bütçeli gişe rekorları kırmaya aday dev bir film gösterime girdi. “Fetih 1453”. Okuyucularımdan gelen yoğun sualler üzerine film hakkında bir yorum ve değerlendirme yapmayı konunun ilgilisi olarak kendime vazife gördüm. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki tenkit ve tahlil, her ne olursa olsun ortaya konulan bir eser hakkında kazançtır. Artı ve eksi yönlerini göstermesi…
Hurrem Sultan ve Muhteşem Yüzyıl
Muhteşem Yüzyıl dizisi izlenmesi bir tarafa, bir o kadar da, kim ne kadar fazla hata yakaladı yarışmasına döndü. Kimi siyasi tarihi, kimi sanat yönü, kimi kılık kıyafet bakımından, kimisi de kurgu yönüyle hatalar zincirini sıralamakla meşguller. Hâlbuki dizinin birinci bölümünü izledikten sonra; “bu dizide hatasız tek bir kare gösteremezsiniz”, demiştim. İkinci olarak da dizi hatalı…
Tartışmaların odağındaki isim: Makbul İbrahim Paşa
İbrahim Paşa, büyük ihtimalle 1493 yılında, bugün Yunanistan sınırlarına dâhil olan Parga yakınlarında bir köyde doğmuştur. Babasının bir balıkçı olduğu, İbrahim’in ise Türk korsanlar tarafından altı yaşında kaçırılarak Manisa yakınlarında dul bir hanıma köle olarak satıldığı rivayet edilir. Tayyib Gökbilgin’e göre İbrahim altı yaşındayken, II. Bayezid devrinde, Bosna beylerbeyisi İskender Paşa tarafından, bir akın esnasında ele geçirilmiş,…
Neresini düzeltelim? Safiye Sultan romanı üzerine
Göz alıcı yalanlar, mantık yanlışları, tarihi hatalar… 32 kısım tekmili birden, “Safiye Sultan” romanında… Yıl, 1983. İstanbul’da Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nin Vilayet Bahçesi içerisindeki arşiv binasında çalışıyorum. O gün arşivdekiler, önemli bir devlet büyüğünü ağırladılar. Yetkililerden gerekli bilgileri alan devlet büyüğümüz arşivde araştırmalarda bulunan ilim adamları ile de sohbeti ihmal etmedi. Bu arada Amerikalı bir bayanla…
Mahpeyker Kösem Valide Sultan
I. Ahmed Han’ın eşi ve IV. Murad’ın ve Sultan İbrahim’in validesidir. Hayatının ilk yıllarına dair bilgiler mevcut değildir. Saraya ne zaman ve nasıl alındığına dair çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Sicill-i Osmânî’de muhtemelen 1585 yılları arasında doğduğu, bir Rum rahibinin kızı ve asıl adının Anastasya olduğu, ufak yaşta yetim kalan bu kızın Bosna Beylerbeyi Hüsrev Paşa’nın eline geçerek Harem’e gönderildiği…
Devşirme Sistemi Türklüğe ihanetin adı olabilir mi?
Devşirme sistemi, Türklüğe ihanetin adı olabilir mi?.. Vur, fakat dinle! Tarihçilerin kayıtlarına göre, Osmanlı devletinde görülen, adına da yaya ve müsellem denilen piyade ve süvari birlikleri genişleyen fütuhat faaliyetlerinde yeterli olmamaya başladı ve yeni birliklere ihtiyaç hissedildi. Bu ihtiyaçtan hareketle savaşlarda edilen esirlerin durumu müsait olanlarından pençik oğlanı adı altında faydalanılmaya başlandı. I. Murad döneminde bunlara bir…
Bizans’tan Harakiri
“Budala Bizanslılar iyi düşünmeden, boş bir fikir ortaya atarak, Mehmed’e elçiler gönderdiler ve Mehmed Bizanslılar için çok zararlı ve mahvedici bir teşebbüsü ele aldı…” Dukas Ey akılsızlar! Daha dün denecek kadar yakın bir zamanda sizinle yeminle kararlaştırılmış bir sözleşme yaptık. Diyebilirim ki henüz mürekkebi dahi kurumamıştır. Şimdi ise Anadolu’ya sefer yaptığımızı ve Frigya’da bulunduğumuzu gördüğünüzden ve…
Bir devrin adı: Sokollu
Sokoloviç köyünün çoban Bayos’suydu Osmanlı Devleti’nin padişahtan sonra en kudretli adamı olan Sokollu Mehmed Paşa Türklüğe ve Müslümanlığa düşman mıydı, değil miydi? İdarede ve siyasette cüce miydi, yüce miydi? Devletine hainlik mi etti, hizmetkârlık mı yaptı? Hakkında söylenenler ve tarihi gerçekler. On beş yıl Osmanlı devletinin padişahdan sonra en kudretli adamıydı. Kanuni’nin son iki yılın…
İstanbul’a Türk Mührü
Fatih Sultan Mehmed, henüz 21 yaşında olmasına rağmen âlim, akıllı, idarede mahir, hareketli, hikmetle dolu adil bir padişahtı. Hükümdarlığın ve cihangirliğin yüksek meziyetlerini uhdesinde toplamıştı. Fetihten sonra İstanbul’a ibretle baktı. Açıkca gördü ki, suyu, havası, dağı, yolu ve sahrası pek güzeldir. Ama emin insanlar ile dolu olmadığından ve İslâm dinince müzeyyen kılınmadığından nazenin bir dilberin zülfünün perçemleri gibi…
Aziz Mahmud Hüdayî ve Kayserili Halil Paşa
Sekiz padişah dönemini idrak eden Aziz Mahmud Hüdayî hazretleri, kendisine intisab eden Kayserili Ahmed Paşa’ya, devlet hizmetinde daima rehber oldu, kıymetli nasihatlarda bulundu. Halil Paşa, sadrıâzamlık görevinden emekliye ayrılınca, şeyhinin dergâhına yerleşecek, ölünce o civarda yaptırdığı türbeye defnolunacaktır. Günümüzde “tasavvuf ehli” denildiği zaman, genellikle dünya ile ilişkisini kesmiş kişiler hatıra gelmektedir. Acaba gerçek böyle midir? Tasavvuf adamlarının…
Çağlar Ötesini Okuyan Veziriazam: Piri Mehmed Paşa
“Kanunlar yürüdükçe devlet zeval bulmaz” Yavuz Sultan Selim’in sorusunu cevaplandıran Pîrî Mehmed Paşa, devamla şöyle diyordu: “Ama, evlâtlarınızın hilâfetleri zamanında akılsız veziriazamlar tayin edilip rüşvet kapıları açılır, rütbe ve makamlar ehil olmayanlara verilir, devlet işlerinde kadınların hükmü yürürse, o zaman bu devlette karışıklık ve düzensizlik hüküm sürer.” Sene 1514. Osmanlı ordusu, uzun ve yorucu bir…