Ara Her Yerde İlmi!
Osmanlılar hakkında yıllardan beri gelen bir anlayış hâkimdir. Osmanlı bir kılıç ve savaş devletidir. Bu yargı Osmanlıların toprak bakımından önce büyüme ve sonra da küçülme dönemlerinin vermiş olduğu mücadele göz önüne getirildiğinde doğruymuş gibi algılanır. Kesin bir hükümmüş gibi kabul edilir. Ancak bundan sonra genelde ikinci bir hüküm daha verilir ki belki de asıl maksat budur. Osmanlı ilmi ihmal etmiştir. Onlara göre belki yıkılışının temel nedeni de budur.
Evet öncelikle Osmanlı bir ilim devleti midir yoksa savaş devleti mi bunun cevabını bulmak gerekir.
Bunun için de önce Osmanlıların ilim anlayışını, zihniyetini gözden geçirmek gerekir. Malum olduğu üzere ilmin bir zihniyet bir de uygulama olarak iki türlü yansıması olacaktır.
Öncelikle Osmanlıya ilim anlayışını ne verecektir, ona bu zihniyeti kim aşılayacaktır?
Bunu evvelce Karahanlı, Gazneli ve Selçuklu ve beylikler de olduğu gibi Osmanlıların da mensup olduğu dinde aramalıdır.
Osmanlıların mensubu bulunduğu İslam dini ilme en büyük değeri vermektedir. Kur’an-ı Kerimin ilk emri “Oku” diye başlamaktadır. Sonra Cenab-ı Hak “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Bilenler elbette kıymetlidir”, diyerek bilenlerin üstünlüğünü vurgulamıştır.
İslam dininin peygamberi Hazreti Muhammed aleyhisselamın ilmi teşvik eden pek çok hadisleri vardır:
“İlmi Çin’de de olsa alınız.”
“İlim müminin yitiğidir (kaybettiği malıdır) nerede bulursa alsın.”
“İlim öğrenmek kadın erkek her Müslüman’a farzdır.”
“Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz.”
Hazreti Peygamber Hazreti Ali’ye hitaben de: “Ya Ali! Ya âlim ol, ya ilim talebesi ol, yahut da dinleyici ol. Dördüncü olma helak olursun.”
Peygamber efendimizin ashabının ilim hakkındaki sözleri de saylamakla tükenmeyecek derecede çoktur. Burada Hazreti Ali’nin iki sözü ile iktifa edelim.
Prof. Dr. Ahmet ŞİMŞİRGİL