Skip to content
Menu
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil
  • Ana Sayfa
  • Hayatı
    • Biography
  • Eserleri
    • Kayı Serisi
    • Osmanlı Gerçekleri
    • Otağ Serisi
  • Makaleleri
    • İlmi makaleleri
    • Aktüel Makaleler
    • Dergi Makaleleri
    • Gazete makaleleri
  • Osmanlı Padişahları
  • Programları
    • Tarih ve İnsan TGRT FM
    • Tarih ve Medeniyet Cine5 TV
    • Tarih ve Medeniyet TGRT Haber
    • Tarih ve İnsan Lalegül TV
  • Osmanlı Alimleri
  • Biyografiler
  • Videolar
  • Şiirler
  • Kütübhane
  • Pazar Divanı
  • Cuma Divanı
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil

Devr-i Gül Sohbetleri

Posted on 31 Ağustos 202131 Ağustos 2023

ÖNSÖZ

Aklı olan anlar bunu dünya misafirhânedir

Baki safa tahsiline sa’y etmeyen divânedir

Tarihi iyi anlayan, tarihten ders alan ve ibret çıkartan insanlar yukarıdaki ifadeleri de en iyi şekilde idrak ederler.

Hayatının belli bir dönemini yetişmesine ve meslek kazanımına harcayan insanoğlu, kısa bir müddet kendisi için çalıştıktan sonra ömrünü genelde evlatlarına daha iyi bir gelecek sağlamaya, onlara bir şeyler bırakmaya gayret sarf eder.

Bunlar günümüzde genel olarak ev, arsa, para, mal ve mülktür. Hâlbuki bu maddî kıymetlere günümüze kadar devamlı olarak sahip olan çıkmadı. Kazananlar elde ettiklerini bıraktıkları gibi, bıraktıkları kişiler de terk etmek zorunda kaldılar.

Gitti Mecnun hâne-i dehri bana ısmarladı

Bir harâb evdir, kalır divâneden divâneye

Oysa giriş beytinde “baki safa tahsiline sa’y etmeyen divanedir” denildiği gibi ebedi rahatını ve huzurunu düşünmeyen, ona çalışıp çabalamayan divane/akılsız kişidir. İşte atalarımız genelde buna işaret ederlerdi. Onu sağlayacak yatırımlar yaparlardı.

Osmanlı padişahları kendilerine saray yaptırmaktan ziyade gelecek nesilleri için cami, medrese, han, hamam, çeşme, çarşı, imaret, zaviye vb. medeniyet eserleri bıraktılar.

Osmanlı âlimleri unutulmamayı, yazdıkları eserlerde ararken, şairleri ise ölümsüz beyitleri ile tarihe geçtiler.

Bu eserleri süs olsun diye değil hep gelecek nesillerinin, evlatlarının dünya ve ahiret saadetlerini temin etmeye yönelik yaptılar, yazdılar, inşa ettiler.

Tarihi mirasımız bütünüyle insana zevk veren, huzur bahşeden, örneklerle doludur. Onları bilen dünyaya küsmez, hayata kızmaz. Hayat ve yaşama zevki ile dolar. Süfli ve bayağı muhabbetlerle değil, ilahi ve insanlığa hizmet aşkı ve sevgisi ile yanar.

İdeolojilerin esiri olmaz. Klişe ifadelerle, kendisi gibi düşünmeyenlere hasım olmayı değil herkesi anlamayı tercih eder. Kendisinden küçük birini görse ne kadar günahsızdır, benim ise günahım çoktur. Büyük biri ise çok sevap işlemiştir, oysa ben daha o kadar sevap işlemedim diye düşünür. Onu hor görmez ve tahkir etmez.

Aslında tarihimizin her sayfası bir güzellik manzumesidir.

Elinizdeki bu eser talebelerimin, atalarımızın cihan değer sözlerinin, sohbetlerinin, beyitlerinin ve hatıralarının kitaplaştırılmasını istemelerinden kaynaklandı.

İyi insanlar güzel işlere vesile oluyorlar.

Seven sevdiğine benzemek ister.

Tarih, özlem için değil ibret almak içindir.

Maksadımız bu güzelliklerin bilinmesi ve istifade olunmasıdır.

Zira uzun atlama, üç adım atlama, penaltıda topa vurma gibi bir hareketi daha başarılı kılabilmek için biraz geri çekilmek gerekir. İleri medeniyet hamleleri için de geri çekilmek tarihini tanımakla olur.

Tarihini olumlu-olumsuz, hatalı-hatasız her yönü ile hakkıyla bildiğin ölçüde istifade edebilir ve istifade edebildiğin ölçüde de geleceğini çizebilir, güçlendirebilirsin.

Bu itibarla körü körüne tarihini kötüleyen, gençleri tarihi kıymetlerinden uzak tutmaya çalışanların maksat ve gayesini de buradan anlamak gerekir.

Osmanlıların adının dahi insanlara iyilikleri, adaleti, şefkati, merhameti, medeniyeti hatırlattığını zira bu özellikleri ile haşmet ve heybetlerinin bütün dünyaca bilindiğini onları seven nesillerinin yine bu güzel değerlerle, insanlığa hizmet yolunda kimseler olacağını Namık Kemal şu ifadelerle belirtir:

Osmanlı adı her duyana lerze-resândır

Ecdadımızın heybeti ma’rûf-ı cihandır

Fıtrat değişir sanma bu kan yine o kandır

Gavgada şehâdetle bütün kâm alırız biz

Osmanlılarız can veririz nam alırız biz

“Devr-i Gül Sohbetleri/Osmanlı Kültürü I” adı altında bu birinci eserdir ve inşallah devam edecektir.

Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil
Mart 2012, İstanbul

Post Views: 13

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

  • Fitne Devleti!
  • En Sevgili Efendimiz ve Sevdalıları
  • Karaman’ın Enver Paşa’sı!
  • İktidar ve muhalefet
  • Mudanya Yörükleri!

ASRIN İHANETİNİN ANALİZİ

https://www.ahmetsimsirgil.com/asrin-ihanetinin-analizi/

https://www.youtube.com/watch?v=SR8QxJsKmt4

Hayatı

1959′da Boyabat’ta doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini aynı yerde tamamladı. 1978′de girdiği Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü’nden 1982′de mezun oldu. 1983′te aynı bölümdeki Yeniçağ Anabilim Dalı’nda Araştırma Görevlisi olarak vazifeye başladı. 1985′te Yüksek Lisansı’nı tamamladı. 1989′da Marmara Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü’ne naklen geçiş yaptı.

devamını oku…

©2023 Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil | Powered by SuperbThemes & WordPress