Her kimin kim ‘aşk-ı Hakk gönünde mihmân olmadı
Ders-i Hakk’dan almadı ol ehl-i ‘irfân olmadı
Haste-i ‘aşk olmayan giryân u nâlân olmadı
Edhem oğlu şâh iken tav’ ile ‘uryân olmadı
Meyl eden iki cihâna ehl-i Yezdân olmadı
Zikr ile hâsıl olur ‘aşk sâlikin gönlünde bil
Levh-i dilden kir ü pası çalışup zikr ile sil
Eyle ikbâl sen Hudâ’ya gayrısına verme dil
Çün bu yolda mâsivâdan geçmeyen sâdık değil
Şol serây ki pâk değildir taht-ı sultân olmadı
Derme bu sîm ü zeri gel dinle söz çekme emek
Et kanâ’at verdiğine Râzık’ın ye mercimek
Yetişir ehl-i sülûke günde bir iki çörek
Bulduğunu ye deme az isteme helva börek
Hoş tutan bu pendimi tamuda biryân olmadı
Çün hadîsinde buyurdu ol Resûl-i muhterem
Türlü ta’amlar yiyen dûzahda göriser elem
Gel birâder uyma nefse âhiretde çekme gam
Bu cihânın devleti mihnet durur tiryâk u sem
Geçdi mi bir pâdişah kim köşkü vîrân olmadı
Niceler Hakk’dan cüdâ olduğuna bil ki sebeb
Put ederler mâl-ı dünyâyı taparlar rûz u şeb
Nicesi de cennete tapup hemân eyler taleb
‘Âşık-ı sâdık eder ‘aşk-ı Hudâ ile tarab
Hamr-ı ‘aşkı etmeyen nûş kâmil insân olmadı
Çün bilir kalb hâlini Hak Te’âlâ Hazreti
Bunu böyle bilmeyenin gönlüdür taşdan katı
Şol ki ‘aşk u cezbesi yok kande bulsun vuslatı
‘İlmine a’mâline mağrûra etme rağbeti
Ol ‘Azâzîl çünki kolayına şeytân olmadı
Tâhir ol şirk-i hafîden etme ey zâhid riyâ
Hem tekebbürden hazer kıl eyle Allah’dan hayâ
Ana mahsûsdur muhakkak ‘izz ü mecd ü kibriyâ
Cümle halkın alçağı bil nefsini Kuddûsîyâ
Nefsini alçak bilenin sonu hüsrân olmadı.
Ahmed Kuddûsî
“Kuddise Sırruh”