Ne efsûnkâr imişsin âh ey didâr-ı hürriyet Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esaretten Namık Kemal, Hürriyet Kasidesi’ndeki bu beytinde hürriyetin insanı esaretten kurtaran fakat sonunda kendine esir eden bir güzel olduğunu vurgulamakta idi. Ancak kimden ve neden kurtuluyorlardı ve bu yeni esaret onlara ne sonuçlar hazırlıyordu, biliyorlar mıydı acaba? Zira hürriyet, müsavat,…

Öyle bir coğrafya ki!
Öyle bir medeniyet coğrafyasında yaşıyoruz ki, çocuklar doğduğunda sağ kulağına Ezan-ı Muhammedî ve sol kulağına kamet okunmaktadır. Böylece bu coğrafyada doğan çocuklar ilk olarak Cenâb-ı Hakk’ın ve resulünün ismini duymaktadırlar. Ardından çocuğun kulağına ismi söylenmektedir. Bu isimler çoğunlukla Ahmet, Mehmet, Muhammed, Mustafa ve Kasım gibi doğrudan Resulullah efendimizi hatırlatan bir isim olmaktadır. Dolayısıyla bu coğrafyanın gençleri birbirlerine hitap ederken dillerine mutlaka…

Yunus’tan, günümüze muazzam ikaz!
Çıktım erik dalına anda yedim üzümü, Bostan ıssı kakıyıp der ne yersin kozumu! Yunus Emre hazretleri, erik dalından üzümü nasıl yemişti? Bostan sahibinin kızmasından ağacın başkasına ait olduğu anlaşılıyordu. Ancak bostan sahibi erik dalında üzüm yiyen adama cevizimi (koz) neden yiyorsun diyerek paylamıştı! Şiirin ihtiva ettiği şu manaları değerlendirirken Yunus Emre,…

İşte bütün mesele!
İlahiyat fakültelerinde yetişen talebelerden çokça duyduğumuz bir cümle şu şekildedir: “Din bir, peygamber bir iken ve peygamber bir tane şeriat getirmişken mezhep neden dört olsun? Peygamber zamanında mezhep mi vardı?” Bu tam cahilane bir sözdür. Fakat dinî ilim tahsilinin henüz başında olanları aldatma hususunda oldukça tesirli bir metottur. “Hazreti Peygamber zamanında mezhep mi vardı?” diyenlere aslında tek bir…

Âlimler güneş gibidir!
Ömrü köylerde geçmiş, geceleri dağ, bayır ve kırlarda dolaşmış olanlar mutlaka görmüşlerdir. Çok ufak, ele avuca gelmeyecek ateş böcekleri ışıl ışıl parıldarlar. İşte birisi merakla, o böceklerden birine sormuş: “Ey geceleri ışık saçan minik böcek! Gündüz neden hiç ortada yoksun, niçin görünmezsin?” Ateş böceği bu suale öyle manidar bir cevap vermiş ki! Akıllılar alkış tutarlar!…

Âlim peygamber tanımayınca!
Bir sinek bir kartalı salladı vurdu yere, Yalan değil gerçektir ben de gördüm tozunu… Sinek kartalı nasıl yere vurdu ve Yunus tozunu nereden gördü? Düşün dur! Yunus’un bu beyti muamma beyitlerdendir. Anlayana ise ne ibretler saklıdır. Bilhassa günümüzde, daha kendisini tanımaktan aciz olup kartal gibi havalarda gezenlere… Bakınız ecdadımızı araştırdığımızda şunu…

Osmanlı Gerçekleri -2-
ÖNSÖZ Tarihten alınacak o kadar çok dersler var ki… Bu dersleri çıkarabilmek için öncelikle tarihi doğru anlamak ve bilmek gerekir. Yanlış bilgilerden ancak hatalı dersler çıkarılır. Düşmanları Osmanlı Devleti’ni sadece yıkmakla kalmadılar. Yıktıktan sonra da ilk ve en önemli iş olarak tarihini de bozdular. Bu sayede hakkıyla anlaşılmasının önünü kestiler. Tarihini bozmak veya değiştirmekle İslam’ı…

Akli ve naklî ilimler
Osmanlılar da dâhil, İslam tarihinde ilimler, akli ve naklî olmak üzere iki bölüme ayrılmıştı. Elbette bu bölünmede metot, kaynak, maksat ve değerlendirme farklılıkları bulunuyordu. Akli ilimler felsefi bilimlerdi. Yani aklı kullanmak suretiyle mevcut bilimi daha geliştirmek ve ileriye taşımaktır. Bu ilimlerin metodolojisi, deneme yanılma yoluyla deneyler yapma, tartışma, gözlemleme vs. uygulamalarla ilmi yenileme, geliştirme ve…

Kötü adam yurt bozar!
Büyük Türk devlet adamı Emîr Timur “İyi adam yurt kurar, kötü adam yurt bozar” demiştir. Geçen hafta ifade ettiğimiz gibi Ahmed Cevdet Paşa, padişahın emri ve duası ile harekete geçmiş, Osmanlı geleneği ve zihniyeti içerisinde hareket ederek, Tanzimat idaresinin karışıklık içerisine düşürdüğü Bosna Hersek’teki huzursuzluğu birkaç gün içerisinde çözmeyi başarmıştı. Ancak 445 yıllık Türk yurdu Bosna Hersek, önce Birinci Meşrutiyet’in…
İçeride yer kalmadı! Evde bakalım(!)
Refikimiz Rahim Er Bey hukukçu kimliği ile gazetemizde iki gün önce “Canavar üreten şartlar” başlıklı mükemmel bir yazı kaleme aldı. Sadece yıllar önce yaşanmış bir cinayetin safahatı üzerinden ceza kanununun nasıl vicdanları sızlattığını ifade etti. Rahim Bey’in yazısından bir gün sonra (29 Eylül) yani dünkü Türkiye gazetesinde ise şu haberler bulunuyordu: Bursa’da yakılarak katledilen bir kadının cenazesinden fotoğraflar…
Zalimin dişleri sökülecektir!
Çocukların ıstırabı! Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sayın Erdoğan, İran’daki üçlü zirvede günün anlamına uygun olarak Şeyh Sadi-i Şirazi’nin şiirlerinden birkaç satır okudu. Sadi-i Şirazi İran edebiyatının mühim simalarından biridir. Bilhassa gazelde en büyük şairlerdendir. Eserlerinde kendisinden bahsederken, “Ben çocukların ıstırabını bilirim. Çocukluğumda babamı kaybettim” sözü ile yetimlerin haline ne güzel işaret etmiştir. “Bostan ve Gülistan”…

Fatih’in mirası: Bosna Hersek
Bosna-Hersek tam 110 sene önce bugün elimizden bir sabun gibi kayıp gitti. Tam 445 yıldır Türk yurdu idi. Bu kadar kolay bir şekilde nasıl kaybedildi? Bir dönem ve hâlâ birilerince suçlamalar hep II. Abdülhamid Han’a yönetilmektedir. Hem iktidara müdahale ederler. Hem de hiçbir suçu kabul etmez bunlar. Bir anlamda mert de değillerdir. Zira tarih bilgisi bir…